Hayat koşturmacası bazen bizi öyle bir hale sokuyor ki, aynaya bakmayı unutur hale geliyoruz. Hele ki evdeysek… “Nasıl olsa dışarı çıkmıyorum, pijamayla takılayım” demek çoğu zaman en kolay tercih oluyor. Ama bir gün, aynada yorgun bir yüz ve şekilsiz bir kıyafetle karşılaşınca “Ben ne ara kendimi bu kadar boşladım?” diye sormaya başlıyorsun.
İşte benim hikâyem de tam olarak böyle başladı.
Evde çalışma döneminde, sabahları kahvemi alıp bilgisayar başına geçiyordum. Üzerimde bol bir tişört, desenli bir eşofman… İtiraf edeyim, bazen saçımı bile taramıyordum. Ama bir sabah, e-postalarıma bakarken bir iç giyim sitesinde “şık iç çamaşır” kategorisine denk geldim. Başta sadece meraktan inceledim. Ama o modelleri gördükçe içimde kıpırdanan bir his oldu. "Evde sadece ben varım diye, kendimden vazgeçmek zorunda mıyım?" diye düşündüm.
Şıklık, sadece dışarı çıkarken giyilen topuklu ayakkabılar ya da kırmızı rujla sınırlı değil. Bazen evde giydiğin o dantel detaylı bir iç çamaşırı, seni bir anda başka bir ruh haline sokabiliyor. Deneyimle sabit. İlk kez "fantazi iç giyim" aldığımda biraz çekinerek giymiştim. Ama aynada kendime bakınca bir şeyler değişti. Daha dik durmaya başladım, günüm daha enerjik geçti. Sanki küçük bir dokunuş, tüm havamı değiştirdi.
Peki evde şık görünmek için illa ki iç çamaşırı mı lazım? Elbette hayır. Ama başlamak için harika bir nokta. Özellikle "kadın seksi iç çamaşırı" gibi ürünler, sadece partnerin için değil, kendin için giydiğinde asıl anlamını kazanıyor. Bir nevi gizli kahraman gibi… Kimse görmese bile sen biliyorsun, sen hissediyorsun.
Kendine özel alan yarat: Evde olsan bile bazen makyaj yapmak, saçını toplamak ya da sadece parfüm sıkmak bile seni motive eder. Çünkü kendine değer verdiğini hissettirir.
Pijamanın bile şık olanını seç: Evet, "saten pijama takımı" dediğimiz o zarif modellerden bahsediyorum. Giydiğinde hem konforlu hissediyorsun hem de aynaya baktığında için açılıyor.
Aksesuar unutma: Evde kolye takılır mı deme. Ufak bir halhal, zarif bir küpe ya da pastel renkli bir toka bile stilini tamamlar.
Renkleri hafife alma: Siyah seni güçlü gösterir, kırmızı cesur… Pastel tonlar yumuşak ve rahatlatıcıdır. Ruh haline göre renklerle oyna.
Kumaş dokunuşuna dikkat et: Teni okşayan yumuşak kumaşlar gün boyu enerjini yükseltir. Özellikle dantel, saten ve pamuklu dokularla kendini şımartabilirsin.
Sabahlığı kraliçeler gibi taşı: Hafif bir "gecelik ve sabahlık" takımıyla sabah kahveni içerken bile Vogue kapağındaymışsın gibi hissedebilirsin. Neden olmasın?
Ayna karşısında kendine gülümse: En önemli detay bu. Ne giyersen giy, ayna karşısında kendine içten bir gülümseme gönderiyorsan, işte o zaman en şık sensin.
Eskiden şıklık dışarıda sergilenirdi. Şimdi ise iç mekânlar lüksün ve özgüvenin sahnesi haline geldi. Sosyal medya zaten bunu gözümüze gözümüze sokuyor. TikTok’ta sabahlıkla kahve içip dans eden kadınlar, Instagram'da pofuduk terlikleriyle “chic” pozlar verenler… Yani demem o ki, evde şık olmanın modası artık geldi. Hem de fazlasıyla.
Ve işin en güzel yanı şu: Bu moda sana ait. Kurallarını sen koyuyorsun. İster bir dantel braletle, ister çiçek desenli bir kimono ile. Kendine ne yakıştırıyorsan, o senin ev modan.
Ben işe küçük bir alışverişle başladım. Bir arkadaşımın önerisiyle stilimon.com'a göz attım. Fazla uğraşmadan, sade ama çekici birkaç parça buldum. Aralarından özellikle bir tanesi vardı ki… Sanki benim için dikilmişti. Yumuşacık saten, zarif dantel dokunuşları… Giydiğimde kendimi bir film sahnesinde gibi hissettim. İşte o zaman anladım; evde şık olmak, bir tercihti. Ve ben artık bu tercihten geri dönmeyecektim.
Şimdi dolabımda evde giymek için ayırdığım ayrı bir “kendimi iyi hisset” rafı var. Her sabah oradan seçiyorum. Bazen parlak bir sabahlık, bazen ince askılı bir body. Hepsinin ortak noktası şu: Bana kendimi hatırlatıyorlar. Benim de özel olduğumu…
Evde şıklık, dışarıya gösterilen bir numara değil; kendine duyduğun sevginin bir dışa vurumu. Ne zaman ki o özenli sabahlığı giymeyi kendine layık görüyorsun, işte o zaman gerçek şıklık başlıyor. Ve bu şıklık bulaşıcı. Kendine iyi bakmaya başlayınca, evin havası bile değişiyor. Mutfakta kahvaltı hazırlarken daha enerjik oluyorsun, çocuklarınla ya da eşinle daha pozitif bir ilişki kuruyorsun. Çünkü sen iyiysen, her şey daha iyi.
Hadi sor kendine… “Evde şık olmak için illa özel bir gün mü gerekli?” Cevabın “Hayır” ise, seninle aynı yoldayız demektir. Ve eğer nereden başlayacağını bilmiyorsan, stilimon.com’daki seçenekler seni bekliyor olabilir. Ama önemli olan ürün değil, niyet. Çünkü şıklık bir niyettir. Kendine duyduğun sevgiyle başlar.
Şimdi seni bir düşünmeye davet ediyorum: En son ne zaman sadece kendin için şık giyindin?
Eğer senin de kendine ait “evde şıklık” sırların varsa, yorumlarda buluşalım. Belki birlikte yeni fikirler üretiriz. ?
TR
EN
